top of page

SALÄ°H ZEKÄ°

200px-Salih_Zeki1.jpg

TÜRKÇE

Salih Zeki Bey (1864, Ä°stanbul - 1921, Ä°stanbul), Osmanlı-Türk matematik bilgini, bilim tarihçisi, astronom.

 

Nesnel bir yaklaşımda Türklerin ve Müslümanların bilime katkılarını tespit etmeye çalışmış ve çaÄŸdaÅŸ Türk bilim tarihçiliÄŸinin kurucusu olmuÅŸtur. AraÅŸtırmacılar için bugün de güvenilir bir kaynak olan Asar-ı Bakiye (Ölmez Eserler) adlı eseri bırakmıştır. Bilim felsefesi ile uÄŸraÅŸmış, Henri Poincaré ve Alexis Bertrand'ın eserlerini çevirerek bilim felsefesinin Türkiye'de tanınması ve yaygınlaÅŸmasına katkıda bulunmuÅŸtur.

 

YAÅžAMI

1864 yılında Ä°stanbul’da yoksul bir ailenin oÄŸlu olarak dünyaya geldi. Babası Boyabatlı Hasan AÄŸa, annesi Saniye Hanımdır. Dört yaşında iken annesini, altı yaşındayken babasını kaybetti. Bakımını üstlenen büyükannesi onu önce mahalle mektebine göndermiÅŸ, ancak yaramazlığından ötürü öÄŸretmeninin isteÄŸiyle okuldan alınıp bir esnafın yanında çıraklığa baÅŸlamıştı. 1874 yılında, on yaşındayken yetimlerin okuduÄŸu DarüÅŸÅŸafaka’ya kaydoldu. Bu okulda Mehmet Nadir Bey'den matematik dersi aldı. Mehmet Nadir Bey, onun ileride iyi bir matematikçi olacağını anlayarak kendisiyle özel olarak ilgilendi ve o mezun olana kadar DarüÅŸÅŸafaka'dan ayrılmadı.

 

Salih Zeki, DarüÅŸÅŸafaka'yı 1882 yılında birincilikle bitirdi. Aynı yıl Posta ve Telgraf Nezareti Telgraf Kalemi (Fen Åžubesi)'ne memur olarak atandı. 1884 yılında Nezaretin Avrupa’da uzman telgraf mühendisi ve fizikçi yetiÅŸtirme kararı üzerine birkaç arkadaşıyla birlikte Paris'e gönderildi ve burada Politeknik Yüksekokulu’nda elektrik mühendisliÄŸi öÄŸrenimi gördü. "Zeki" lakabı, bu okulda eÄŸitim görürken arkadaÅŸları tarafından kendisine verildi, böylece Salih Zeki olarak anılmaya baÅŸladı. Okulda kalıp doktora yapmak istediyse da bakanlık tarafından çaÄŸrılınca Ä°stanbul'a geri döndü.

 

1887 yılında yurda dönen Salih Zeki Bey, eski dairesinde elektrik mühendisi ve müfettiÅŸ olarak çalıştı. Credit Lyonnais müdürü Mösyö Lemoine ile tanışması ve onun teÅŸvikleri üzerine matematik ve astronomi tarihi ile ilgilenmeye baÅŸladı. OrtaçaÄŸ Ä°slam dünyasındaki bilimsel çalışmaları yazmalara dayanarak aydınlatmak istiyordu. Önce kendisini Ä°slam öncesi Yunan ve Hint çalışmaları konusunda yetiÅŸtirdi, sonra eski yazmaları inceledi; 1889 yılında ilk bilim tarihi makalesini yayımladı: "Hint Rakamları Üzerine Bir Rapor. Bu tarihten sonra ek görev olarak Mekteb-i Mülkiye’de (bugün Ankara Üniversitesi’ne baÄŸlı Siyasal Bilgiler Fakültesi) fizik ve kimya dersleri verdi (1889-1900). Aynı zamanda yetiÅŸtiÄŸi okul olan DarüÅŸÅŸafaka’da gönüllü olarak Fransızca ve fen dersleri verdi.

 

1892'de Resimli Gazete'de bastırdığı dizi makalelerde daha önce çok iyi bilinmeyen yazarları ve eserleri ayrıntılı olarak tanıttığı monogrofiler hazırladı. Bu monografiler yoluyla ileride Asar-ı Bakiye adlı eserinin kaleme alınmasını saÄŸlayacak tarihi bilgi birikimini oluÅŸturmaya baÅŸladı.

 

Arkadaşı Ahmet Fahri ile Hikmet-i Tabiyye (Fizik) adlı ilk kitabını yazdı. Liseler için yazılan kitap, 1892'de basıldı. Aynı yıl ilk eÅŸi piyanist Vecihe Hanım'dan ilk çocuÄŸu Malik dünyaya geldi.

 

1895'te BeyoÄŸlu Rasathane Müdürü olan Salih Zeki Bey, 1900 yılında Üsküdar Amerikan Lisesi son sınıf öÄŸrencisi olan Halide Edip'e özel matematik dersi vermiÅŸti.

 

Salih Zeki Bey, 1901'de ilk eÅŸi Vecihe Hanım'dan boÅŸandıktan sonra öÄŸrencisi Halide Edip ile evlendi. Bu evlilikten sonra Halide Salih olarak anılan eÅŸi Halide Hanım, ona Kamus-u Riyaziyat (Matematiksel Bilimler SözlüÄŸü) adlı eserini yazarken asistanlık ve çevirmenlik yaptı. Eser, matematik ve astronomi bilimlerinde kullanılan bütün terimleri açıklamak ve DoÄŸulu ve Batılı bütün matematikçilerle astronomların hayat öykülerini ve eserlerini tanıtmak maksadını taşıyordu. 12 ciltlik eserin yalnız iki cildi basılabildi. 1903'te büyük oÄŸulları Ayetullah (ö. 1985), 1904'te ikinci oÄŸulları Hikmetullah Togo dünyaya geldi.

 

Ä°ttihat ve Terakki Cemiyeti'nin görüÅŸlerine yakın olan Salih Zeki Bey, II. MeÅŸrutiyetin ilanından (1908) sonra Tanin Gazetesi'nde bilimsel makaleler yazmaya baÅŸladı ve Maarif Nezareti Meclis-i Maarif üyeliÄŸinde bulundu. Auguste Comte hayranı olan Salih Zeki, onun öÄŸretisini tanıtmak için Halide Hanım ile birlikte Auguste Comte Felsefe-i Müsbetesi adlı bir makale yayımladı. 1908- 1909 yıllarında yoÄŸun bir çalışma dönemine girerek Darülfünun'da çok sayıda ders verirken deÄŸiÅŸik alanlarda ve seviyelerde pek çok ders kitabı yayımladı.

 

31 Mart Ayaklanması nedeniyle eÅŸi Halide Hanım, gericilerin hedefi durumuna gelince çocuklarıyla beraber Mısır'a kaçmak zorunda kalmıştı. Ardından Salih Zeki Bey de Mısır'a gidip, çocuklarla geri döndü, Halide Hanım, birkaç ay Ä°ngiltere'de kaldı. 

 

1910'da Mekteb-i Sultanî (bugün Galatasaray Lisesi) müdürlüÄŸüne atandı. Tevfik Fikret'in, devrin Maârif Nâzırı Emrullah Efendi ile anlaÅŸamayıp istifa etmesi üzerine bu göreve getirilmiÅŸti. Bu atama, basında uzun tartışmalara sebep oldu. Aynı yıl, Salih Zeki Bey'in ikinci bir evlilik yapmak istemesi üzerine Halide Hanım ile dokuz yıllık evliliÄŸi sona erdi. Salih Zeki Bey, Münevver Hanım (ö. 1973) ile evlendi ve bu evliliÄŸinden Tarık ve Faruk adlı iki oÄŸlu dünyaya geldi.

 

1910 -1912 yılları arasında Türkiye'de çaÄŸdaÅŸ fiziÄŸin temel konularını ayrıntılı biçimde tanıtna çok sayıda ders kitabı yayımlayarak fizik alanında da öncü oldu. 

​

1912’de Maarif Nezareti müsteÅŸarlığına getirilen Salih Zeki Bey, Darülfünun Konferansları adlı yaptının birinci ve ikinci cildini yayımladı. Bu konferanslarda Türk matematikçilerine yabancı olan "Öklit dışı Geometriler" ile "Sanal Nicelikler Üzerine KurulmuÅŸ ÇeÅŸitli Alanlar" konularını ayrıntılı biçimde tanıttı. Aynı yıl Fransız matematikçi ve felsefeci Jules-Henri Poincare'in bilim felsefesi yaptılarını Türkçeye kazandırdı.

 

1913’te Darülfünün-ı Osmanî (bugün Ä°stanbul Üniversitesi) rektörü oldu. 1917’de rektörlükten ayrıldıysa da üniversitedeki görevini Fen Åžubesi (Fakültesi) Müderrisi (Profesör) olarak sürdürdü 1919'da Fen Åžubesi'nin dekanı oldu. Rektörlük yaptığı dönemde üniversiteye Alman öÄŸretim üyeleri getirtti ancak I. Dünya Savaşı nedeniyle bu öÄŸretim üyeleri ülkelerine dönmek zorunda kaldılar. 

1913 yılında yayımlamaya baÅŸladığı Asar-i Bakiye adlı yapıtında OrtaçaÄŸ Ä°slam Dünyası’nda yapılan matematik ve astronomi çalışmalarını sergiledi. Eserin birinci cildinde Trigonometri tarihini, ikinci cildinde hesap ve cebir tarihini, üçüncü cildinde Astronomi Tarihini ve dördüncü cildinde de geometri tarihini konu edindi. Dört cilt olarak tasarlanan üçüncü ve dördüncü ciltleri yazma halinde kalmıştır.

 

Salih Ä°zzet'in yazdığı, Hüsnü Hamit'in Türkçeye çevirdiÄŸi ve Talat Tuncer’in el yazısı ile açıklamalar ilave ettiÄŸi düÅŸünülen Asar-ı Bakiye'nin daktilo ile yazılmış PDF biçimindeki elektronik kopyalarına buradan 20 Åžubat 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arÅŸivlendi. ulaşılabilir. 

 

1920'de ruhi bir bunalım geçiren Salih Zeki Beyi tedavi altındayken 2 Temmuz 1921 günü ÅžiÅŸli'deki Fransız Hastanesi’nde öldü. Naaşı Fatih Camiinin bahçesine defnedildi.

​

ENGLISH

 Salih Zeki Bey (1864, Istanbul – 1921, Istanbul) was an Ottoman mathematician, astronomer and the founder of the mathematics, physics, and astronomy departments of Istanbul University.

  

He tried to determine the contributions of Turks and Muslims to science in an objective approach and became the founder of contemporary Turkish historiography of science. He left the work called Asar-ı Bakiye (Immortal Works), which is still a reliable source for researchers today. He dealt with the philosophy of science and contributed to the recognition and spread of the philosophy of science in Turkey by translating the works of Henri Poincaré and Alexis Bertrand.

  

LIFE

He was born in Istanbul in 1864 as the son of a poor family. His father is Boyabatlı Hasan AÄŸa and his mother is Saniye Hanım. He lost his mother when he was four years old and his father when he was six. His grandmother, who took care of him, first sent him to the neighborhood school, but due to his misbehavior, he was taken from the school at the request of his teacher and started an apprenticeship with a shopkeeper. In 1874, at the age of ten, he enrolled in DarüÅŸÅŸafaka, where orphans studied. He took mathematics lessons from Mehmet Nadir Bey at this school. Mehmet Nadir Bey, realizing that he would be a good mathematician in the future, took special care of him and did not leave DarüÅŸÅŸafaka until he graduated. Salih Zeki graduated from DarüÅŸÅŸafaka in 1882 with first place. In the same year, he was appointed as a civil servant to the Telegraph Office (Science Branch) of the Post and Telegraph Ministry. In 1884, upon the decision of the Ministry to train specialist telegraph engineers and physicists in Europe, he was sent to Paris with a few friends, where he studied electrical engineering at the Polytechnic School. The nickname "Zeki" was given to him by his friends while he was studying at this school, so he became known as Salih Zeki. Although he wanted to stay at the school and do a doctorate, he returned to Istanbul when he was called by the ministry. Returning to Turkey in 1887, Salih Zeki Bey worked as an electrical engineer and inspector in his old flat. Upon meeting and encouraging Monsieur Lemoine, director of Credit Lyonnais, he became interested in the history of mathematics and astronomy. He wanted to illuminate scientific studies in the medieval Islamic world based on manuscripts. First, he trained himself in pre-Islamic Greek and Indian studies, then he studied ancient manuscripts; He published his first history of science article in 1889: "A Report on Indian Numerals. After this date, he taught physics and chemistry at the Mekteb-i Mülkiye (today's Faculty of Political Sciences affiliated to Ankara University) (1889-1900). He voluntarily gave French and science lessons at DarüÅŸÅŸafaka, the school where he grew up.

 

In the series of articles he published in the Official Gazette in 1892, he prepared monographs in which he introduced the previously unknown authors and works in detail. Through these monographs, he started to build up the historical knowledge that would enable him to write his work called Asar-ı Bakiye in the future.

  

He wrote his first book called Hikmet-i Tabiyye (Physics) with his friend Ahmet Fahri. Written for high schools, the book was published in 1892. In the same year, his first child, Malik, was born by his first wife, pianist Vecihe Hanım.

  

Salih Zeki Bey, who became the BeyoÄŸlu Observatory Manager in 1895, gave private mathematics lessons to Halide Edip, a senior student at Üsküdar American High School, in 1900.

 

After getting divorced from his first wife, Vecihe Hanım, in 1901, Salih Zeki Bey married his student Halide Edip. His wife, Halide Hanım, who was known as Halide Salih after this marriage, worked as an assistant and translator while she was writing her work named Kamus-u Riyaziyat (Dictionary of Mathematical Sciences). The work was intended to explain all the terms used in mathematics and astronomy, and to introduce the life stories and works of all Eastern and Western mathematicians and astronomers. Only two volumes of the 12-volume work were published. Their eldest son, Ayetullah (d. 1985), was born in 1903, and their second son, Hikmetullah Togo, was born in 1904.

  

Salih Zeki Bey, who was close to the views of the Committee of Union and Progress, II. After the proclamation of the Constitutional Monarchy (1908), he started to write scientific articles in Tanin Newspaper and was a member of the Ministry of Education. Salih Zeki, a fan of Auguste Comte, published an article called Auguste Comte Philosophy-i Müsbetesi together with Halide Hanım to promote her teaching. Entering a period of intense study between 1908 and 1909, he gave many lectures at Darülfünun and published many textbooks in different fields and levels.

 

Due to the March 31st Uprising, her husband Halide Hanım had to flee to Egypt with her children when she became the target of the reactionaries. Then Salih Zeki Bey went to Egypt and came back with the children, Halide Hanım stayed in England for a few months.

  

In 1910, he was appointed as the director of Mekteb-i Sultanî (today Galatasaray High School). Tevfik Fikret was appointed to this post when he could not agree with Maârif Nâzırı Emrullah Efendi of the time and resigned. This appointment caused long discussions in the press. In the same year, when Salih Zeki Bey wanted to have a second marriage, his nine-year marriage with Halide Hanım came to an end. Salih Zeki Bey married Münevver Hanım (d. 1973) and two sons, Tarık and Faruk, were born from this marriage.

  

Between 1910 and 1912, he became a pioneer in the field of physics by publishing many textbooks that introduced the basic subjects of contemporary physics in detail.

  

Salih Zeki Bey, who was appointed as the Undersecretary of the Ministry of Education in 1912, published the first and second volumes of his work titled Darülfünun Conferences. In these conferences, he introduced in detail the subjects of "Non-Euclidean Geometries" and "Various Fields Built on Virtual Quantities", which are foreign to Turkish mathematicians. In the same year, he translated the philosophy of science works of the French mathematician and philosopher Jules-Henri Poincare into Turkish.

  

In 1913 he became the rector of Darülfunun-ı Osmanî (today Istanbul University). Although he left the rectorate in 1917, he continued his duty at the university as Professor (Professor) of the Science Branch (Faculty) In 1919, he became the dean of the Science Branch. While he was the rector, he brought German faculty members to the university, but these faculty members had to return to their countries due to the First World War.

 

In his work titled Asar-i Bakiye, which he started to publish in 1913, he exhibited the mathematical and astronomy studies carried out in the medieval Islamic world. He dealt with the history of Trigonometry in the first volume of the work, the history of calculus and algebra in the second volume, the History of Astronomy in the third volume and the history of geometry in the fourth volume. The third and fourth volumes, which were designed as four volumes, remained in writing.

  

The electronic copies of Asar-ı Bakiye, which is thought to have been written by Salih Ä°zzet, translated into Turkish by Hüsnü Hamit and added explanations by Talat Tuncer's handwriting, in typewritten PDF format were archived here on the Wayback Machine site on February 20, 2020.

 

Salih Zeki Bey, who had a mental depression in 1920, died in the French Hospital in ÅžiÅŸli on July 2, 1921 while under treatment. His body was buried in the garden of the Fatih Mosque.

bottom of page